31 Mart 2013 Pazar

-...-

Uyandım.Yaz saati uygulaması. Saat 07:03,Martın 31 i 2013.yıl.İçselleştirmemeye çalıştım.iyi denemeydi. tırnaklarım.füme rengi ojeler. çıkarmam lazım.cenaze evinde renkli ojeli olmak hep biraz tuhaftır. sanki tüm renkler sıfırlanmalıdır ölümle.ölüm sıfırlanış mıdır? bir olma mıdır? Bilemedim. ve en sevdiğim kokular elimde.Karamel ve vanilya.Çocuk gibi işte.Kokuların o tuhaf mutluluk verici yapaylığına sığınma. Çocukken orta parmağım çelik kapıya sıkıştığında parmak ucumun küçüçük bir kısmı kopmuştu.Tırnağım rüzgarda asılı bir çamaşır gibi parmağımın ucunda sallanıyordu. Ve o anda çilek kokulu bir ruj vermişlerdi elime.Ağlamayayım diye. Ruju dudaklarım yerine yüzüme sürmeye başlamıştım.Acım o kadar çoktu ki yüzüm uyuşuyordu,bu kokulu renkli saçma şey o acıyı geçirebilirdi belki...Annemin yüzünü hatırlamıyorum ama o çilek kokusuna karışan küçük hıçkırıkları hala kulağımda... Bugün bahar çiçeklenişleri arasında toprağa gömülecek bir sevdiğim var. Ve bugün yaşamımın dönüm noktasının yıl dönümü.Bugün çok şey. Bugün Anafiotika'nın büyülü sokaklarında aynı kareleri çekerken ilk görüşte aşık olmanın günü.Bugün o kadar çok şey ki...Saat 16:00...O ilk buluşmanın saati.Üzerimdeki deri ceketi bile çıkaracak kadar güzel bir bahar ikindisi.Elinde fotoğraf makinen ile beni Acropolis müzesinin önünde bekleyişin.Seni ilk görüşüm. Saatlerce süren uzun bir yürüyüş. Viski içerken defterime notlar yazmanı izleyişim ve sana aşık oluşum... Tam bir sene önce... Zamanla beslenen ve güçlenen aşk...özgürlüğüme sarılır gibi sevdiğim tek insan...Her şey...

30 Mart 2013 Cumartesi

When a man dies...

Sevgili R, Bugün ölmek için berbat bir gündü. Biraz daha kalsaydın.... Oysa bugün bahar gelmişti.... Son yolculuğunda toprak yerine ışıldayan gökyüzüne bakacağım yarın.Bir bulut alacak yüzünün şeklini...

24 Mart 2013 Pazar

Fernando Pessoa

Bir şey kalmaz geride,hiçbir şey,Hiçiz biz. Biraz güneşte,biraz havada geciktiririz üzerimize çöken solunamaz karanlığı, küçük düşürülen,dayatma altındaki yeryüzünü. Üreyen,ertelenmiş cesetler, kararlaştırılmış yasalar,görülmüş heykeller, bitirilmiş methiyeler… Her bir şeyin kendi mezarı vardır.Bizlerin, bildik bir güneşin kan bağışladığı etin akşamı oluyorsa, onların neden olmasın? Öyküyüz biz,öyküler anlatan,başka hiç. F.Pessoa Bazı şairler diğer şairlerden uzak durmak adına kendi içinde bölünürler. Bu amipleşmenin sebebi sadece ölümsüz olmak değildir. Başka bir kimliğe sığınmanın ana kucağıdır. Rakibin ve tek destekçin sensindir ve önünde daha yazılacak olan yüzlerce şiir vardır. Ve Pessoa nın bütün şiirleri öldükten yaklaşık 2.555 gün sonra basılmıştır...

20 Mart 2013 Çarşamba

INNI

alpha boyutum. elimi sıcacık tutan küçük dostum.Yatağımın ucunda oturmuş bana bakıyorsun,saçların ıslak.Dışarısı ıslak.Kasım.Ağlamam geliyor ama sen "tamam dostum ya bunu halledicez tamam mı?" diyorsun. Tamam diyorum.Haklıymışsın. Bak diyorsun.Uzun beyaz kollarını açıp,geniş bir pencere açıyorsun bana.Elinde olsa camıma fesleğenler koyacaksın.Elime renkli bir makaron verip petal düşler kurduracaksın.Ah ya... sana anlattım,sana ruh açtım bir kucak.... babam yanıma oturdu...Neden herkese anlattın? dedi. Yüzüne baktım.Pembemsi.Çok temiz.Hala çok yakışıklı."Yüzün ne kadar güzel oldu biraz gün kurusu yer misin?" diye sordum.İstemedi.Konuşmak istedi.Ama işte.Soramadı.Bilemedi bazen konuşmayı.Öyledir bazen babam.Kalbini okurum ağzı kapalıyken. -içses-"Ne sakıncası var ki baba?" -dışa çıkan ses-"doğru zamanı bekledim." susuş. doğru zaman...her şeyin doğru zamanı zırvası. Kaçımız doğru zamanda yanlış kararlar aldık ta...yürüdük,yosunlaşana kadar,kalbimiz kütürleşene kadar.Sonra? Unuttuk yanlışı. En doğrumuzmuşcasına sevdik. İNSAN değil miyiz? Ne bu cüret bende ki? toprak... topraklaşana,köküme ulaşana kadar toprak olmak...Birinin seni dinlediğini ve bütün sistemi sana göre ayarladığını hissedip saniyeler sonra yapayalnız kalmak. ağlamak. pıt diye düşen devcileyin bir damla.Alt notalarında yüksek umut üst notasında ah bu ben'ler... neyse ki kendimle elele tutuşmamda bile varsın. ve şu an tavana asılı dev bir karyolada uzanıp,orada,sigur ros ile olmak vardı... Sevgili A: Benimlesin bu akşam. Sevgili T: İçimdeki bu yaban huzur.Hep sürse. Sevgili H: Acele etme.

19 Mart 2013 Salı

16 Mart 2013 Cumartesi

teslimiyet

havanın değişimini ruhumu mu hırpaladı? saat 15:54 hala sabahlığım ve pijamalarımla oturuyorum. Saatlerce süren bir cv yazma uğraşı.Ne kadar çabuk zaman geçiyor. Ne kadar çabuk tembelliğe alışıyoruz. amma yazmışım...amma yazmışım vaktiyle.. Kelebek kustum.Görseniz hayrete düşerdiniz.Dudaklarım simlendi. Kelebek kustum.Bir bahar işte böylece döküldü içimden... 12.10.2001 sevgiliye kaset çekilen ve mektup yazılan zamanlar... "gülümseyen huzuruma. ve ırmak akıntıyukarı gider,yelkenleri kaplar. görüntüleri teker teker kaldırır ve kendi içinde kıvrılır kalır. cümleler devrikleşti sevince,sadece yağ üzerime güz kokusu... "yazmışım kasetin üzerine.ve şarkılar...neler yok ki? sevmekten hiç korkmamışım. mücadeleler...hiç bitmiyor...Teslimiyet...Her gün biraz daha derinden... Yaşamın gerçekleri omuzlarımı acıtsa da...Biraz daha teslim oluyorum her gün...Herşeye değer çünkü...

Zamanın kaydı

 Ağustos'ta yeniay, evinin arkasından doğarken eğer tanrılar sana gülümserlerse, eşinin badem ağacının altında, bir başkasının düşlerini...