27 Mayıs 2012 Pazar

belki değil mutlak

Beni dinlemen için 54 dakikan ve 19 saniyen var. Beni tanıman için bir ömür... şimdi uçuk lila perdeleri aralayıp akşamüstünün son güneşinin gözüme girmesine izin veriyorum. Kalbime dokunduğun yerin ısısı sadık bir şekilde kalmış orada, sessizce ibadet eder gibi sakin...Belki de biz seninle çocukken aynı anda aynı dizimizin üzerine düşüp aynı anda ah deyip acele ile kanımızı silmişizdir, ilk aşkımıza mektup yazarken ağladığımızı fark edince hafifçe utanmış, 18. yaş günümüze girerken pasta mumlarını üflerken ne dileyeceğimizi bilememişizdir, seyahat ettiğimiz ülkelerde bilmediğimiz sokaklara girip ürkekçe ardımıza bakmış ve belki yalnız uyurken "yarım bir elmaysam diğer yarım var mı? bulabilir miyim?" acaba diye düşünürken kırılgan uykumuza dalmış uyandığımızda yanağımızda soğumuş gözyaşlarımızla üşümüşüzdür... belki de aramaktan vazgeçtiğimiz anlarda bir anda radyoda en sevdiğimiz şarkının çalmasının uğuruna inanmışızdır eş zamanlı... belki...belki de değil... şimdi ise belli. belkilerin belli oluşlara dönüşmesinin benim için nasıl bir mucize olduğunu bilebilir misin sen? belli ki farkında olmadan tamamlanıştayız... şu an için sadece 7 gün...Ömürlük bir emin oluş ile...Kalbim...Ne şanslısın ey kalbim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çekinme,yaz.

Zamanın kaydı

 Ağustos'ta yeniay, evinin arkasından doğarken eğer tanrılar sana gülümserlerse, eşinin badem ağacının altında, bir başkasının düşlerini...