10 Aralık 2011 Cumartesi

anlar



Keyifli bir anımda okunan eski bir Poetix Undeground denemesinin hemen ardından ellerimi frambuazlı İngiliz sabununa emanet edip bolca köpürterek yıkayıp odama geçtiğimde masamda Türk kahvem ve annemin sabahleyin kokusuyla basımı döndürdüğü nefis aşuresi duruyordu.Üzeri nar taneleri ve cevizle süslenmiş ve bence laz böreğinden sonra dünyanın en enteresan tatlılarından birisi aşure.
Saatime bakıyorum.Ay tutulmasına yaklaşık bir buçuk saat var. saatimi kuruyorum.2014 e kadar gerçekleşmeyecek olan bu mucizevi doğa olayını izleyeceğim.elimden geldiğince kaydederek.
çok uzun zamandır hiç dinlemediğim şarkıları dinliyorum.ve bu sabah yere yatıp dümdüz uzanmış bir halde güneşin bedenime değmesinin tadını çıkarırken ölünce eğer müzik dinleyemezsem ne kadar sıkıcı olacağını düşündüm kısa bir süreliğine.O sırada televizyonda François Ozon'un Ricky isimli filminin son sahneleri oynuyordu.

2 yorum:

Çekinme,yaz.

Zamanın kaydı

 Ağustos'ta yeniay, evinin arkasından doğarken eğer tanrılar sana gülümserlerse, eşinin badem ağacının altında, bir başkasının düşlerini...