17 Nisan 2013 Çarşamba

Tutunamayan

Benimkisi bir tür açlık.
Doyurulması zor.
Hep dahası olsun açlığı...
Okuduklarım,dinlediklerim,gördüklerim,duyduklarım,dinlediklerim,ilham aldıklarım gün be gün çoğalsın açlığı bu.
Sabah gözümü açıyorum. Bugün ruhumu ne besleyecek diye soruyorum kendime.Sonra yatakta basit egzersizler. Anneannem kültür fizik derdi. Çok hoşuma gidiyor. Kültür fizik yapıyorum.Mutlaka bir şey dinliyorum o sırada. Saat 07:15, eğer alarm ertelenmişse 07:20. Ve günün ilk müziği. Lisa Germano "C'etatit ici".
Kargaları beslediğim günler aklıma geldi bunu dinlerken. Kahvaltı niyetine gelen o margarinli poğaçalardan kendi payıma düşenleri kargalarla paylaştığım ve kargaların varlığından rahatsız bir dolu karanlık insanla tıkıldığım odada mutlaka gökyüzünü görecek bir sandalyede oturup baharın gelmesini beklediğim zamanlar...
Şimdi penceremi açınca kozalaklı çam ağacına dokunacak kadar yakınım. Burası benim gizli alanımdı. Ama istila edildi. Kuzey-Güney izleyen muhteşem yüzyılın insanları tarafından...Şimdi kimse yok.Sizinle ben varım sadece.Gündeme dair bir şey yok.O kahrolası diziler ve pop müzik yok. Ben varım.
Telefonuma tam bu anda mesaj geliyor.
"Tutunamayan olabilir miyiz peki?" diye soruyor Canım H.
"Zaten öyle değil miyiz?" diyorum.
"Tutunamayan anlaşılmayandır. Background olandır"

Tutunmak. Tutunamayan nedir? Google a yazıyorum.Söyle bana google. Tutunamayan nedir?

Avunamamaktır demişler. Belki de ilk başta yazdığım şeydi. Doymayandır tutunamayan. Sanırım yeni bir araştırmanın içindeyim. Tutunamadıklarımızdan, tutunmasakta olurlarımızdan,tutundum ama tutunmasaydımlarımızdan, tutunmaktan başka çarem yoktulardan, tutunsamda hala düşmek için çok yakınım uçurumacılardan konuşalım.
     Tutunamayan rakısını ve kahvesini sek içerek sadece susandır belki de...
              Ya da tutunamayan, teslim oluşunla bile dalga geçendir.
                    Tutunamayanın ruhunda karanlık bir sirk vardır. Renklerin hepsi vardır ama sözcükler monokromdur. Uçurum kenarına gidişler vardır. Tam atlayacakken küçücük mavi bir çiçeği görüp vazgeçendir.
Mevsim değişse de kalbinde kardan adamlar kalanlardır.


3 yorum:

  1. Fındık fıstık cevizleri sadece kendini umarsızca besleyip doyuranla, "size evden meyve getirdim" diyen nasıl bir değilse, tutunamayan ve kaybeden de aslında bir değil ama benzerişler nitekim. tutanamayan aslında fucker ve reddedendir. kaybetmeyi göze almış ve sonunda kaybetse de so what diyendir. tutunamayansa, cebindeki son kuruşuna dondurma alan, onu da yolda düşürendir. buna kimse üzülür mü ki? tutunamayan bir şey söylerken duyulmaz sesi, birine sarılırken itilir ve kalabalık tarafından farkedilir ama o hain kalabalık ta sesini çıkarmazdır onun için; ne de olsa o, tutunamayandır. Ama sanıyorum ki bu tutunamayan'ın transpoze olduğu bir durum vardır ki, o da kaybeden olmasındadır sıra. artık önemsizdir onun için dış uğultular çünkü o çemberin içinde kendisi köşede olmayı seçmiştir ve ortadakilere de siktir çekmiştir. dalga geçiyordur belki de. anlaşılmak mı? bu tarz soruları artık sadece kendi çemberindekilerden yanıtını bekler, anlamsız çevresine de sadece uğultusunu yağdırır -cevap ummaksızın- kardanadam ise tutunamayanın kaybedene mesajıdır.

    YanıtlaSil
  2. DÜZELTME *
    tutunamayan aslında fucker ve red edendir değil,
    kaybeden aslında fucker ve red edendir olacaktır.

    YanıtlaSil
  3. Herkes kaybeder ama herkes tutunamaz.Dahası da vardır mutlaka.Üzerine yapışan karanlık kimlikle ve soğuk iklimle övünmenin anlamı yok.
    Bildiğim tek bir şey var:bahçeden kopardığım meyvaları getirmeye devam edeceğim.Çünkü onların tutunacak bir şeyleri kalmadı... :)

    YanıtlaSil

Çekinme,yaz.

Zamanın kaydı

 Ağustos'ta yeniay, evinin arkasından doğarken eğer tanrılar sana gülümserlerse, eşinin badem ağacının altında, bir başkasının düşlerini...