23 Ekim 2013 Çarşamba

zen misin bana yan bakan?

rüzgar yarıp geçiyor engin göğü,bulutlar doğuyor dağlardan,aydınlanma hisleri,dünya işleri mevzu bahis değil. Keizan Jokin Pass Them By by Agnes Obel on Grooveshark

22 Ekim 2013 Salı

Beni ağırlaştırmayın

merhaba seyirciler...sizlere oynarken bazen kusursuzmuşcasına davrandığımın farkındayım. Zaaflarımı okurken sanki biraz daha derin ve rahat bir nefes alacakmışsınız gibi hissediyorum bazen. Ya da bu sadece basit bir bilinç yanılgısı.Öyle ya, bazılarının zaafları bizi besler bazen. İnsanız çünkü. Yazıma başlamadan önce kendime bir papatya çayı yaptım.Bu aralar çok sık aklımı oynatacak gibi oluyorum. Orman meyveli falım sakız ve Mogwai dinlemek filan hiç bir şey kesmiyor.Soluğumu kesen bir şey var o da zihnimdeki ses. Korku. Mahvetme korkusu. Başa dönme korkusu. Uçuruma gidip gelmeler teranesi. Basit olmak istiyorum. Hafif. Sabrina gibi. Hangi yatakta olursa olsun kıvrılıp uyuyabilen bir kedi gibi olmak istiyorum mesela. "Where I lay my head is home" diyebilmek. Ormanda yürürken baldırıma bir kenenin yapışacağını düşünmemek. Beden ağrılarını küçümsemek mesela...Bir gün ünlü bir müzisyenle oturmuş kahve içiyorduk. Gitar çalmadan ve beste yapmadan yaşayamam dedi. Sonra vertigosundan bahsetti. Bedenindeki sinir sıkışmalarını anlattı. "Kollarım...Kollarım bir ceset gibi hissizleşebiliyor bazen" dedi. Bunu çok iyi anladığımı belirttim ve boynumdan kollarıma yayılan ağrıdan yakındım. Durdu. "Sallasana kolunu şöyle,şıkır şıkır sallasana" dedi. "Just sleep" diyen Japon maratoncu gibi.Her şey bir anda kolay bir anda amma da zor dedirttiren anlardan biri. Bazen benden tedirgin oluyorlar farkındayım. Şu sıralar yaşanan talihsizliklerimi nazarla bağdaştırma eğilimleri bitmek bilmiyor.Oysa ne demiştik? Bizim yarattığımız dünya bizim çağırdığımız insanlar bizim kabul ederek yaşadığımız şeyler. Manyak mıyız lan biz? Bu hasta dünyayı o çirkin kara çarşaflı kadınları biz mi yarattık? Ya da ben mi yarattım? Bunları okumanızı ben mi seçiyorum? Papatya çayı içmek istiyorum der gibi seyircilerimi mi seçiyorum? Özgürlük bavulunu toplayıp gitmek sanırdım. Özgürlük gittiğin her yere götürdüklerine doğru karar vermekmiş. Hafif bir zihin mesela. Korkusuz bir beden. Bunları yanına aldıktan sonra sevdiğim insanlar daha da melek oluyor. Korku bedeni denen şey ise zamandaki kronik tatminsizliğe götürüyor beni. Bir çözümü olmalı dedikçe daralıyor alanım. Karadeniz'e yaptığım gezide tepelere keçi gibi tırmanan H. nin ardından ben de koştururken bir anda yuvarlanmaya başlamıştım. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde bütün beden ağırlığımı tutunduğum bitkinin köküne bırakmıştım. Bitki ısırgandı. Halüsinatif bir algı sardı bedenimi. Ellerimden başlayıp tüm bedeni zonklatan bir çan titremesi gibi. Alev alev yanan avuçlarımın ısısı tüm bedenime yayılmıştı. Düşerken çözüm olacağını düşündüğüm şeye tutunmuştum ve o bir ısırgandı. Alan daralması böyle bir şey işte. Medet umulanın seni yüzüstü bırakması.Kafada cadıların en büyülü kazanı. Ey zihin.Annem hep ipliğin ucunda olduğunu söylerdi. Yine haklıymış...Sevgili seyiciler...Beni ağırlaştırmayın. Bu kez ruhumun hafiflemesini dileyin. Size karşılığını öderim. The Mighty Rio Grande by This Will Destroy You on Grooveshark

6 Ekim 2013 Pazar

aynıyet aynıet

aynı fikirde olmadıklarımızı severken zorlanırız. aynı fikirde olduğumuzu düşündüğümüz kişiler fikirlerini değiştirirse hayal kırıklığına uğrarız. aynı fikirde olduğumuzu düşündüklerimize kahve yapmak eğlencelidir. aynı fikirde olmadıklarımıza bir şeyler anlatmak yerine çok alakasız işler yapabiliriz. aynı fikirde olmadığımız insanların yanında tırnaklarımızı koparma ihtimalimiz daha yüksektir. aynı fikirde olmadığımız insanlarla sokağa çıkarken giyinmek eziyet gelir. aynı fikirde olduğumuz insanla gidilen her yer sihirlidir. aynı fikirde olduğumuz insanla beraber fotoğraf çekmek bir şehrin tüm sokaklarını yeniden yaratmaktır. aynı fikirde olmadığımız insanların çektiği bütün fotoğraflar kusurludur. aynı fikirde olmadığımız insanla beraber müzik dinlerken başkalarını düşünürüz. aynı fikirde olduğumuz insanla müzik dinlerken hayal kurarız. aynı fikirde olmak egomuzu besler. ayrı fikirde oluşlar bize insan olduğumuzu çok daha keskin çizgilerle altını çizerek hatırlatır. neden bunları yazdığımı henüz anlamış değilim. ayaklarım üşüdü. hepsi bu.

Words Are Dead

Zamanın kaydı

 Ağustos'ta yeniay, evinin arkasından doğarken eğer tanrılar sana gülümserlerse, eşinin badem ağacının altında, bir başkasının düşlerini...