İntihar eden şahıslar "intihar kasabasına" paraşütlerle iniyor ve hepsi birbirine hapishane diyaloglarıyla konuşuyor sen buraya nasıl düştün hesabı:)"how did you off yourself?"
Filmin adı "wristcutters" yerine "suicide town"filan olsaymış dedim çünkü bilumum intihar şekilleri görüyoruz. Mesela Sylvia Plath vari bir kafayı fırına sokma durumu yada elektro gitarının üstüne sahnedeyken bira döküp yüksek voltajdan göçme hali var. Bar sahnesinde joy division "love will tear us apart" çalarken Donnie Darko'dan sonra ilk kez bir filmde bu müziği duyduğumu fark ettim.
Tom waits var.Miracle camp'ın sahibi.-ben öyle diyorum-Otobanın ortasında köpeğini ararken uyuyakalır filan.Bilge ve kaçık havası var.
Müzikler şirin.Eugene karakteri oldukça eğlenceli.Eugene'in içinde karadelik olan bir arabası var yere düşen şeyler karadelikte kayboluyor.Bu en hoş kısmıydı.
Aşk ta var.5 dakika sonra döneceğim deyip dönmeyen kadınlar da var.
Tom waits güzel bir şey diyor mucizeler için:
"İt only happens if it doesnt matter
Comes without effort"
Belki moralim bozuk olmasaydı daha keyifli izleyebilirdim ama şimdilik 10 üzerinden 7.


Kuantum fiziği,atomaltı parçacıkları,zaman yolculuğu,paralel dünyalar,uzay-zaman,karadelikler ve bilimum kozmik ışınlara çok meraklı olup yetersiz fizik bilgisine sahip insanlara bir önerim var.
Kendimizi anlatmak için kullandığımız sıfatların,kişilerin,kitapların ve filmlerin çok önemi vardır.Ben sevilen film ve kitapların insanı tanımak için çok önemli basamaklar olduğunu düşünmüşümdür hep.Canım istedikçe sevdiğim filmleri ve kitapları yazacağımı söylemiştim.Şimdi Kayıp Çocuklar Şehri'nden bahsetmek istiyorum.






